-
1 ekmek kapısı
Erwerbsquelle f -
2 ekmek
ekmek1 <- er> säen (-i -e etwas auf D); (-i) Feld bestellen; (-i –e) etwas ins Essen streuen, tun; (-i) fam Ware usw verschleudern; vergeuden; fam etwas verlieren; Slang: durch die Lappen gehen (-i jemandem); (Auto) fam überholen (-i jemanden)ekmek2 <- ği> Brot n; (das) tägliche Brot, Lebensunterhalt m;beyaz ekmek Weißbrot n;çavdar ekmeği Schwarzbrot n; Roggenbrot n;ekmeğini çıkarmak (oder kazanmak) sein Brot verdienen;ekmeğini taştan çıkarmak hart für das tägliche Brot arbeiten;-in ekmeğine yağ sürmek Wasser auf jemandes Mühle gießen;ekmek kapısı auskömmliche Stellung
См. также в других словарях:
ekmek kapısı — is. Geçim sağlayan iş yeri Banka tıkır tıkır işlemekte, üstelik kasabanın yeni yetmelerine ekmek kapısı olmaktadır. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
ekmek — 1. i, er 1) Bir bitkiyi üretmek için toprağa tohum atmak veya gömmek 2) Toprağı ekip biçmek için kullanmak Ancak senede otuz dönüm ekebiliyor. M. Ş. Esendal 3) e Serpmek Yemeğe biber ekmek. 4) mec. Bir şeyin başlamasına yol açacak sebepleri… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kapı — is. 1) Bir yere girip çıkarken geçilen ve açılıp kapanma düzeni olan duvar veya bölme açıklığı 2) Bu açıklıktaki açılıp kapanan kanat Evlerin kapılarında kocaman yeşil bronz tokmaklar vardı. S. F. Abasıyanık 3) Tavla oyununda iki pul üst üste… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Garip — (türkisch für seltsam oder fremdartig) war eine türkische Dichtergruppe. Alternativ wurde diese Strömung auch Erste Neue (türkisch Birinci Yeni) genannt.[1] Sie bestand aus Orhan Veli, Oktay Rifat und Melih Cevdet, die schon seit ihrer… … Deutsch Wikipedia
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük